Hedef tarih: Haziran 2025
Demiri saman gibi ezebilecek, tunçları ise çürük oduna çevirebilecek kadar güçlü bir Leviathan’ın sırtına binmiş siyasi düzenbazları oradan indirmek için ne yapmalıyız? Demir ökçeli ayakkabılarıyla halkı ezen tiranlardan ya da despotlardan nasıl kurtulabiliriz? Siyasi partilerdeki tek adam rejimlerine nasıl son verebiliriz? Siyasi partilerdeki lider despotizmini ve onun etrafındaki oligarşinin tunç gücünü nasıl kırıp parçalayabiliriz?
***
Bu kitapta iktidar hırsı ve yönetimde kalma arzusunu ifade eden Makyavelizm felsefesi incelenmektedir. “Zafer, araçları meşru kılar” (finis coronat opus) şeklinde ifade edilen Makyavelizm, iktidarda kalmak uğruna her ne pahasına olursa olsun her türlü aracı kullanmayı meşru ve mubah görür. Makyavelizm esasen “herestetik” adı verilen bir siyasi manipülasyon sanatı kullanılarak icra edilir. Milletçilik, paternalizm, popülizm, yandaş kapitalizmi, siyasi ittifak, partizanlık, siyasi trolizm, dinler ve inançlar, ideolojiler ve türlü siyasi manipülasyonlar iktidarı kazanma ve devleti ele geçirme anlamına gelen herestetik sanatının icrasında kullanılan fırçalarıdır.
***
İnsanlık tarihinin yaşanan tecrübeleri bize göstermiştir ki, sınırsız ve keyfî devlet gücü kaçınılmaz olarak adına despotizm, tiranlık, zorbalık denen rejimlere dönüşür. Otokrasi, otoriterizm, totaliterizm, diktatörlük gibi rejimler mutlak ve sınırsız siyasal gücü tanımlayan Leviathan rejimleridir. Trajik olan seçim ve oylamaya dayalı temsili demokrasilerin seçimle gelen bir tek adam rejimine ve onun çevresini saran partizan zümrenin (oligarşi) hâkimiyetine dönüşmesi ve bu otoriterleşme eğiliminin dünyada yaygınlaşmasıdır. Demokrasi dünya çapında geriliyor olmanın ötesinde giderek kendi kendini yok ediyor. Demokrasiyi yeniden inşa etmek yerine demokrasiye alternatif bir siyasi rejim tasarımı fikriyatı giderek güçleniyor. Seçim ve oylamanın, seçim sandığının, siyasi partilerin, siyasetçilerin olmadığı bir Demarşi rejimine doğru ilerlemek zorundayız. Bu uzun evrimsel süreç bir hayal değil, ütopya değil, distopya hiç değil! Sandığın demokrasi olmadığı gerçeğini er ya da geç anlamak zorunda kalacağız. İşte o zaman Leviathan’ın sırtına binmiş kılıç sallayan haris ve hubris siyasetçilerin sonu gelmiş olacak…