NEW YORK TIMES EN-ÇOK-SATANLARINDAN
Pulitzer ödüllü yazardan, otokrasilerin demokratik dünyanın altını oymak için nasıl birlikte çalıştıklarına ve onları yenmek için nasıl örgütlenmemiz gerektiğine dair çarpıcı bir kitap.
The Economist, Financial Times, Foreign Affairs’e göre
YILIN EN İYİ KİTAPLARINDAN BİRİ
“Otoriterliğin yeni çağını ustalıkla anlatan bir rehber…
Keskin bir bakış açısına ve korkusuz bir üsluba sahip.”
–John Simpson, The Guardian
“Son derece zamanında bir eser.”
–The Washington Post
Otokratik bir devletin nasıl bir şey olduğunu bildiğimizi sanıyoruz: Tepede her şeye gücü yeten bir lider vardır. Polisi o kontrol eder. Polisin şiddet tehdidi halkın tepesindedir. Zalim işbirlikçiler ve bazen de cesur muhalifler vardır.
Ancak 21. yüzyıldaki gerçeklik buna hiç benzemiyor. Günümüzde otokrasiler, tek bir diktatörden ziyade, birçok rejimde faaliyet gösteren karmaşık ağlarla desteklenmektedir: Kleptokratik finansal yapılar, gözetim teknolojileri ve profesyonel propagandacılardan oluşan bu ağlar, Çin’den Rusya’ya, İran’a kadar uzanır. Bir ülkedeki yolsuzluğa bulaşmış şirketler başka bir ülkedeki yolsuzluğa bulaşmış şirketlerle iş yapabilir. Bir ülkenin polisi başka bir ülkenin polisini silahlandırıp eğitebilir ve propagandacılar kaynakları ve temaları paylaşarak demokrasinin zayıflığı hakkında aynı mesajları verirler.
Uluslararası kınama ve ekonomik yaptırımlar otokratları etkilemiyor. Venezuela'dan Hong Kong'a ve Moskova'ya kadar toplumsal muhalefet hareketlerinin bile hiçbir şansı yok. Otokrasi A.Ş.'nin üyeleri, komünizm gibi birleştirici bir ideolojiyle değil, ortak bir güç, servet ve dokunulmazlık arzusuyla bir araya gelmişlerdir. Anne Applebaum, George Kennan'ın Sovyetler Birliği'nin “çevrelenmesi” çağrısında bulunduğu makalesini hatırlatan bu aciliyet taşıyan incelemesinde, demokrasileri yeni bir tür tehditle mücadele etmek için politikalarını temelden yeniden yönlendirmeye çağırıyor.